Kazaya Karışan Araç Sebebiyle Uğranılan Maddi Zararların Kusurlu Taraftan Tazmini

Olası bir kazada uğranılan maddi, manevi ve bedeni zararların tazmini gerek Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümleri kapsamında gerekse Türk Ticaret Kanunu’nun sigorta hukuku hükümleri kapsamında mümkündür. Bu bağlamda çalışmamızda, kazaya karışan araç sebebiyle uğranılan maddi zararların kusurlu taraftan tazmini konusu ele alınmıştır.
Araçta Oluşan Maddi Zarar Halinde Talep Edilebilecek Tazminatlar
Kısmi Hasar Halinde Tazminat
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları uyarınca hasar durumunda hasarlı orijinal parça, onarımının mümkün olmaması halinde orijinal parça ile değiştirilir. Ancak, orijinal parçanın temin edilememesi durumunda hak sahibinin onayının alınması şartıyla, hasarlı parça eşdeğer parça ile değiştirilir. Bu değişim sonucunda araçta meydana gelebilecek değer artışı, tazminat miktarından düşülemez. Hasarlı parçanın orijinal olmaması durumunda ise eşdeğer parça ile değiştirilir. Ancak, eşdeğer parçanın temin edilememesi halinde orijinal parça ile değiştirme yoluna gidilir. Eşdeğer parça ile değişim imkanı varken orijinal parça ile onarım yapılması durumunda ise sigortacının sorumluluğu, kaza tarihindeki benzer hasarlardaki onarım uygulamalarına göre belirlenen eşdeğer parça bedeli ile sınırlıdır. Araçta meydana gelen değer artışı, bu durumda da tazminat miktarından indirilemez.
Hak sahibi, aracının dilediği onarım merkezinde onarılmasını talep edebilir. Bu durumda, sigortacı, kaza tarihindeki anlaşmalı onarım merkezlerinde uygulanacak parça, tedarik, işçilik ve diğer masraflara göre hesaplanacak bedel üzerinden ödeme yapabilir. Sigortacı, bu bedel uygulaması hakkında hak sahibini, hasar ihbarından itibaren 2 iş günü içinde bilgilendirmekle yükümlü olup sigortacı, bu süre içinde bilgilendirme yapmadığı takdirde, belirlenen bedelini hak sahibine karşı ileri süremez.
Kısmi onarımlar söz konusu olduğunda, sigorta şirketi tarafından tedarik edilen veya tazmin edilen hasarlı parçalar, talep edilmesi halinde sigortacının mülkiyetine geçer. Kısmi hasar durumunda, tarafların anlaşması halinde onarım yerine nakit ödeme yapılabilir. Araç sicilinde bulunan engel kayıtlar sebebiyle hurda veya çekme belgesinin hak sahibi tarafından alınamaması ve sigorta şirketine ibraz edilememesi durumunda, tazminat ödemesi, mahkeme tarafından belirlenen ödeme yerine, masrafları tazminat tutarından mahsup edilmek suretiyle yapılabilir. Bu durumda, hurda veya çekme belgesi aranmaz ve ödeme bilgisi sigorta şirketi tarafından ilgililere bildirilir.
Tam Hasar Halinde Tazminat (Pert)
Onarım masraflarının, zarar gören aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve eksper raporu ile aracın onarılabilir durumda olmadığının tespit edilmesi halinde, araç tam hasar kapsamında değerlendirilir. Bu durumda hurdaya ayrıldığını gösteren hurda tescil belgesinin veya aracın trafikten çekildiğini gösteren “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesinin ibrazından sonra sigorta şirketinin, araç sahibine aracın rayiç bedelini ödemesi gerekmektedir. Ödenen bu rayiç bedel sonrası aracın tüm hakları artık sigorta şirketine geçer ve sigorta şirketi genellikle ihale yöntemi ile aracın satışını gerçekleştirir. Aracın satılmasıyla elde edilen tutar, sovtaj bedeline karşılık gelmektedir.
Hak sahibinin, aracın hasarlı haliyle kendisine bırakılmasına onay vermesi durumunda ise aracın riziko tarihindeki rayiç değeri ile hasarlı hali arasındaki fark, zorunlu trafik sigortası limitleri dahilinde tazminat olarak ödenebilir.
Hasar Nedeniyle Değer Kaybı
Araç sahibi, kaza ve hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybını talep edebilir. Genel Şartlar Ek 1. maddesinde, değer kaybının hangi esaslar ve formüllerle hesaplanacağı açıkça belirtilmiştir. Ayrıca, değer kaybının teminat kapsamı dışında kalan durumlar da maddeler halinde düzenlenmiştir.
Değer kaybı tazminatı, sigorta eksperi tarafından hazırlanan bir değer kaybı raporuyla belirlenir. Değer kaybına tabi aracın piyasa değeri, kaza tarihi itibarıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Kasko Araç Değer Listesi ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sigorta Eksperleri İcra Komitesi Piyasa Değer Listesi’nde belirtilen bedellerin ortalaması alınarak belirlenir. Eğer aracın bedeli yalnızca bu listelerden birinde yer alıyorsa, doğrudan o bedel esas alınır. Her iki listede de bulunmayan araçların piyasa değeri ise sigorta eksperi tarafından araç değeri araştırması yapılarak tespit edilir (ZMMSGŞ Ek m.2). Değer kaybının tespitinde; onarımın yetkili serviste mi yoksa özel serviste mi yapıldığı, hasarlı parça üzerinde yapılan işlemin kapsamı, boyutu, hasar gören parça sayısı, aracın ticari mi hususi mi olduğu, aracın kullanılmışlık düzeyi, aracın uğradığı hasar boyutu, aracın onarım bedeli, sovtaj değeri, aracın rayiç bedeli gibi unsurlar değerlendirilmektedir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04/04/2016 Tarihli ve 2015/16974 Esas 2016/4215 karar sayılı ilamında;
“aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik değilse, piyasa koşullarına göre kazadan önceki 2.el piyasa rayiç bedelinin ve kazadan sonraki hurda (sovtaj) değerinin belirlenmesi, belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir ek rapor alınması gerektiği; yine kabule göre, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının yeniden hesaplanması gerektiği” şeklinde belirtilmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki aracın tam hasar görmesi durumunda, değer kaybının sigortacıdan ayrıca tazmini mümkün değildir.
Araç Mahrumiyet Bedeli
Yargıtay kararlarında mahrumiyet bedeli, dolaylı zarar olarak değerlendirilmekte ve bu zararın tazmini için başvuru mercinin sigorta şirketi değil araç sahibinin kendisi olduğu belirtilmekte olup mahrumiyet bedelinin, kazaya karışan kusurlu araç sahibinden / sürücüsünden talep edilmesi gerekmektedir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28.11.2017 Tarihli 2016/15668 Esas 2017/11101 Karar sayılı ilamında;
“Davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısı …’nin poliçeden kaynaklanan sorumluluğu azami poliçe teminat limiti dahilinde gerçek zarar miktarı ile sınırlıdır. … Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereğince, araç mahrumiyeti zararı, gerçek zarar dışında aracın hasarlanması nedeniyle uğranılan dolaylı bir zarar olması sebebiyle poliçe teminatına dahil değildir. Bu nedenle, mahkemece davalı …’nin araç mahrumiyeti zararından sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde açıklanmıştır.
Kazanç Kaybı
Ticari faaliyette bulunan motorlu araç sahipleri (Yolcu veya eşya taşımacılığı yapan bir şirket, taksi veya minibüs işleten bir esnaf, ya da kendi aracıyla yolcu taşımacılığı yapan bir taksi şoförü gibi), aracın onarımda kaldığı sürede kazanç kaybına uğrarlar. Araç, üçüncü kişinin kusurlu eylemi sonucu hasar gördüğünde, araç sahibinin malvarlığında bir eksilme meydana gelir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulaması, kaza nedeniyle hasar gören araçların onarım süresince meydana gelen kazanç kayıplarının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) kapsamına girmediği yönündedir. Nitekim, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları m. A.6/k bendinde, “gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi dolaylı zararların” tazminat talepleri kapsamında olmadığı açıkça belirtilmiştir.
Yargıtay kararlarında kazanç kaybı, dolaylı zarar olarak değerlendirilmekte ve bu zararın tazmini için başvuru mercinin sigorta şirketi değil araç sahibinin kendisi olduğu belirtilmekte olup kazanç kaybının, kazaya karışan kusurlu araç sahibinden / sürücüsünden talep edilmesi gerekmektedir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 18.11.2014 Tarihli 2014/18437 Esas 2014/16122 Karar sayılı ilamında;
“… davacı tarafın kaza tarihindeki günlük ve aylık ortalama net kazancının Euro cinsinden olup olmadığının ve miktarının, araştırılmak suretiyle “kazanç kaybından kaynaklanan gerçek zararının” belirlenmesi için ayrıntılı gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
Zararın Tazmininde Geçerli Kurallar
Sigorta şirketleri, mağdurun zararını tazmin ederken kanunla belirlenmiş esaslara uygun şekilde ödeme yapmakla yükümlüdürler. Bu esaslar şunlardır:
Kusur Oranında Sorumluluk: Trafik kazalarında sorumlu kişi tek bir kişi olabileceği gibi birden fazla kişi de olabilir. Birden fazla aracın kazaya karıştığı veya aracın bir yayaya çarpması gibi durumlarda, Karayolları Trafik Kanunu (KTK) uyarınca sorumluluk ve kusur oranları belirlenir. Eğer zararın meydana gelmesinde birden fazla kişi kusurlu ise bu kişiler, zarar görene karşı müteselsil sorumluluk taşırlar (KTK m.88). Zarar gören, kusurlu olan tüm sorumlulara ya da sadece bir veya birkaçına karşı tazminat talebinde bulunabilir. Tazminatı ödeyen taraf, diğer sorumlulara kusur oranları doğrultusunda rücu etme hakkına sahiptir. Trafik kazaları sonucunda zarar görenler, haksız fiil hükümlerine dayanarak zarar talebinde bulunabilirler. Ancak, zararın oluşmasında zarar görenin de kusuru varsa, Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.52 ve KTK m.86/2 gereğince tazminatta kusur oranına göre indirim yapılır. Zarar miktarı, sigorta teminat limitini aştığında, toplam zarar üzerinden kusur oranına göre indirim yapılmalıdır. Örneğin, toplam zarar 2.000.000 TL, teminat limiti 1.800.000 TL ve zarar gören %50 kusurlu ise, tazminat 1.000.000 TL olarak belirlenir.
2) Gerçek Zararı Ödeme Kuralı: Mali mesuliyet sigortalarında, rizikonun gerçekleşmesiyle birlikte teminat limitinin tamamı zarar görene ödenmez. Tazminat, zarar görenin gerçek hayatta uğradığı zararın miktarına göre hesaplanır ve bu tutar, teminat limitlerini aşmamak kaydıyla ödenir. Zorunlu mali mesuliyet sigortası, bir zarar sigortası niteliğinde olduğundan, tazminat ödemesi, zenginleşme yasağına ve tazmin ilkelerine uygun olarak yapılır. Öte yandan, meblağ sigortalarında, rizikonun gerçekleşmesi durumunda, zarar miktarına bakılmaksızın sözleşmede belirlenen teminatın tamamı ödenir.
3) Teminat Limiti İle Sınırlı Sorumluluk Kuralı: Zorunlu mali mesuliyet sigortasında teminat ve teminat limitleri 2918 sayılı KTK 93’üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince her yıl düzenli olarak Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan ek yönetmelik ile düzenlenmekte ve teminat tutarları belirlenmektedir. Örneğin, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren uygulanacak olan yönetmeliğe göre; araç başına asgari teminat 200.000 TL ve kaza başına ise 400.000 TL’dir. Sağlık giderleri, sakatlanma ve ölüm teminatı ise kişi başına 1.800.000 TL, kaza başına ise 9.000.000 TL olarak düzenlenmiştir. Kasko sigortasında yer alan ihtiyari mali mesuliyet ise trafik sigortası limitinin yetmediği kısım için devreye girmekte ve teminat limiti serbestçe belirlenebilmektedir.
4) Başvuru Mercileri: Sigorta şirketinden talep edilecek tazminatlar için uyuşmazlık yaşanan sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonu’na üye olması halinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunulabilir. Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yolu, dava yoluna göre daha kısa sürede sonuçlanmakta ve dosyalar, uzman hakemler tarafından incelenip karara bağlanmaktadır. Ancak tahkim komisyonuna başvuru yapılabilmesi için öncelikle sigorta şirketine başvuru yapılması ve anlaşma yapılamaması sonucunda herhangi bir dava açmaksızın tahkime başvurmak gerekmektedir aksi halde bu durum, tahkim aşamasında dosyanın usulden reddedilmesine yol açmaktadır. Bunun yanında, genel yargı yolu olarak görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup sigorta tahkim yoluna başvurulmadan doğrudan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvuru yapılması mümkündür ancak bu durumda yine öncelikle sigorta şirketine başvuru yapılması ve ayrıca arabuluculuk şartının yerine getirilmesi zorunludur.
Araç mahrumiyet bedeli ve kazanç kaybı gibi sigorta teminatı kapsamında olmayan durumlarda ise genel hükümlere göre kazaya karışan kusurlu araç sahibine / sürücüsüne karşı tazminat talebinde bulunulması gerekmekte olup bu başvurularda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.